Bir gün uyandığınızda işe gitmek içinizden gelmiyorsa artık yeni farklı bir şeyler yapmanın zamanı gelmiş demektir. Bir işte iyi olmanın ana unsuru o işe karşı içinizdeki tutku ve o işi yapmaktan dolayı psikolojik olarak hiç yorulmamak olduğunu biliyorsunuzdur. Psikolojik diyorum çünkü bedenen nasıl olsa yorulacaksınız.
TeknosA Genel Müdürlükte Bilgi işlem stajyerliği ile başlamıştım iş hayatıma. Bu staj bana kendimle ilgili şunu öğretmişti: “Ben ömrümün sonuna kadar bilgisayarlarla iç içe kapalı bir yerde çalışmak istemiyordum, benim istediğim insanlarla diyalog halinde olabileceğim etkileşim halinde olabileceğim daha sosyal bir işti.” Bu yüzden Teknosa’da kal demelerine rağmen üniversite sonrası Eğitim alanını tercih ettim ve Bilişim Teknolojileri Öğretmeni olarak çalışmaya başladım. Sonra kısa dönem askerlik girdi araya sonrasında BilgeAdam’da kurumsal ofis programları eğitmenliği… Birçok farklı yaş ve karakterdeki insanlara hep birşeyler anlattım çalışma hayatım boyunca.
Bir konuyu en ince ayrıntılarına kadar analiz etme, çok boyutlu düşünme, konuşma, sunum yapma, iletişim kurma yeteneklerim bu yüzden belki de yıllar geçtikçe gelişti geliştikçe yıllar geçti… BilgeAdam’da eğitim alan firmalara karşı tüm işi eğitmenlerin yapıp, o firmanın memnuniyet sonrası ödeyeceği büyük rakamların altında satışçıların adlarının olması bendeki bir farkındalığı ortaya çıkarmıştı. İçimdeki Pazarlama ve Satışta çalışma şevkini… Yeni bir hedef koyup onu gerçekleştirme çabası tam benim yapıma uygun bir işti. Ne de olsa hem eğitimde hem pazarlama ve satışta ağzın iyi laf yapacak, karşındaki kişiye sendeki bir düşünceyi, bir bilgiyi empoze etmeye çalışacaktın.
Benim gibi “anlatmayı, iletişim kurmayı sevenlere” göre bir iş olduğunu düşündüğüm için bir yazılım firmasında satış pazarlama alanında çalışmaya başladım. Müşteriye bilmediği bir konuda rehberlik yapıp işi için doğru bir yatırım yapmasını sağlamak ve bu yatırımın geri dönüşünü beraber izlemek harikaydı. Pazar araştırması, fiyatlandırma, iş geliştirme gibi işleri yaptıkça pazarlamaya aşık oldum. Dedim en iyisi ben bunun eğitimini de alayım. Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü’nde MBA programına başladım. İlk yıl tüm master derslerimi verip 2.yıl master tezi araştırması için bir yıl boyunca yazıştığım İngiltere’deki University Campus Suffolk’a gittim. Burada bir yandan master tezi araştırması yaparken bir yandan MBA programına katıldım. 2013’te Türkiye’ye geri döndüm.
Kurumsal olmayan firmalarda çalışma alanınızın, görev ve sorumluluklarınızın belli olmaması ve ilanlarda sıkça rastladığınız şu meşhur esnek çalışma saatleri, ya kurumsal firmalarda ya devlette yada kendi işimde çalışırım dedirtiyor insana. Kurumsal uluslararası firmalarda çalışma imkanı ise herkese nasip olmuyor ne yazık ki.
Okuduğum bir makale “Herşeyi eksik yapabilirsiniz ama ne yapıp edip insan biriktirmelisiniz” diyordu . Gerçekten çok doğru… İnsan biriktirmenin sırrı önce “sana nasıl yardımcı olabilirim” demekte saklı. “Rabbena, önce bana” derseniz,etrafınızda kimse kalmaz çünkü.
İnsan biriktirmek derken sadece yakın çevre anlamayın. Bir avukat, bir muhasebeci, bankacı, doktor, yani işini iyi yapan çok değişik tecrübe ve birikimleri olan insanları biriktirmekten bahsediyorum. Yabancılarla tanışmak konusundaki çekingenliği atmak için “bir gülümseme ve sıcak bir merhaba” yeterli. Kilit nokta şu ki tanıştıktan sonra karşınızdakinin adını unutmayın. Sonraki ilk karşılaşmanızda içten bir gülümseme ile birlikte karşınızdakine adıyla hitap etmeniz buz gibi insanları bile eritecek bir büyüye sahiptir.
Her yeni günün ne getireceğini bilmek imkansız ama yaptığınız işten keyif alıyorsanız, gün içerisinde üretip yoruluyor ve gece başınızı yastığa koyduğunuzda rahat uyuyorsanız bir de sağlığınız yerinde ise bence doğru yoldasınız. Hayatın zorlukları yok mu, tabii ki var. Onları da sevdiklerinizle paylaşarak azaltmanın keyfine bakın.