Hepimizin bir hayali var. Kimimiz işini değiştirmek ister, kimimiz evlenmek, kimimiz ev ister kimimiz araba… Etrafımıza baktığımızda bizim hayalimize sahip olan kişileri görür imreniriz.
Hayali olan insanlar ya hiçbir aksiyon almayıp kendisini mutsuzluğa bırakır yada hayallerini gerçekleştirmek için mücadele eder.
Hayallerini gerçekleştirememiş olup bunu içine atmaktan başka birşey yapmayan insanlar; değişime açık olmayan, hayatın kendisi için çizmiş olduğu çemberin dışına çıkmayı göze alacak cesareti olmayan, risk almayı sevmeyen, bulunduğu güvenli ortamdan ayrılmayan, başarısız olma veya yerini kaybetme korkusu olan insanlardır. Bu nedenle sürekli söylenip, kadere bahane, geçmişe kusur bulurlar.
Peki ne yapılmalı?
***
Profesyonel Koç Eliz Esra Şimşek şöyle tavsiyede bulunuyor:
Kendinize bir hedef belirlediğinizde, bir şeye gerçekten sahip olmak istediğinizde, önce hayalini kurun! Evet yanlış duymadınız, önce hayalini kurun!
Aşk mı istiyorsunuz? Peki nasıl bir aşk? Hiç hayal ettiniz mi? Artık evlenmek mi istiyorsunuz? Nasıl bir evliliğiniz olsun isterdiniz? Hiç zihninizde canlandırdınız mı? Veya yazdınız mı hayalinizdeki ilişkinin özelliklerini?
Yeni bir iş mi istiyorsunuz? Nasıl bir iş olsun istiyorsunuz, çok uluslu mu, binlerce çalışanı olan bir grup mu veya daha küçük bir şirket mi, ya da artık kendi işinizi kurmanın zamanı geldi diye mi düşünüyorsunuz?
Bunları neden mi soruyorum?
Gerçekten ne istediğimizi bilmediğimiz zaman elde ettiklerimizin bizi ne derece tatmin ettiğini de bilemeyiz, karşılaştığımız fırsatları göremeyiz, o hedefe giden yolda neler yapmamız gerektiğini bilemeyiz, hatta neleri yapmadığımızı fark dahi edemeyiz. Bunları söylememin asıl nedeni zihninizde hayalinizi, hedefinizi yaşadığınız zaman istediğiniz sonuca ulaşmanın nasıl kolaylaşabileceğini göstermek.
İsteklerimizin tüm detaylarıyla farkında olmak, yani gerçekten neyi istediğimizi, nasıl olmasını istediğimizi bilmek hayattaki hedeflerimize ulaşmamızda inanılmaz katkı sağlar.
Bunun nasıl yapabileceğini bir örnek olarak “aşk”ı seçerek gösterelim:
Bir kişide/ilişkide nelerden hoşlanmadığınıza değil, nelerden hoşlandığınıza odaklanın.
Kabalıktan hoşlanmadığınızı tekrar etmek, dikkatinizi kaba insanlara yoğunlaştırmanıza ve sürekli o tip insanları düşünmenize neden olur. “İnce düşünceli, zarif insanlardan hoşlanıyorum” demekle işe başlayın, böylelikle bu tür insanlara dikkatinizi vermiş olursunuz ve inanın her geçen gün hayatınızda sayılarının arttığını düşünmeye başlayacaksınız.
Bir ilişkide ve hayatınızda temel değerlerin neler olduğuna bir bakın.
Arkadaşlık önemli bir değerse, ilişkinizde de birçok şeyi rahatlıkla konuşup paylaşabileceğiniz bir insan arıyorsunuz demektir. Özgürlük önemliyse bireysel sınırlara daha fazla dikkat eden kişi sizi mutlu edecektir. Aile ilişkileri önemliyse, ebeveynleriyle ilişkilerini önemseyen kişileri tercih etmeniz sizi daha mutlu edecektir. Kısacası değerlerinizi farkında olmak, “nasıl bir ilişki istiyorum?” sorusunun büyük bir kısmını cevaplar. Değerler listesine internette birçok yerden ulaşabilirsiniz, bu listeden öncelikle 10 değer seçip daha sonra bu sayıyı 5’e kadar indirgeyerek temel değerlerinizi tespit etmenizi öneriyorum.
Geleceği zihninizde canlandırın.
“Hayal etmek her şey demektir. Hayatın size getireceklerinin bir ön gösterimidir.” Albert Einstein
Kendinizi bir ya da birkaç yıl sonraki bir günde hayal edin. Bu özel bir gün de olabilir, bir tatil veya sıradan bir hafta sonu. Hayatınızdaki kişiyle gününüz nasıl geçiyor, neler yapıyorsunuz, sabah erken mi uyanıyorsunuz, spor mu yapıyorsunuz, çok geç yatıp, geç mi kalkıyorsunuz, neler konuşuyorsunuz, o size neler söylüyor, siz ona neler söylüyorsunuz, nasıl bir yerde yaşıyorsunuz, dışarı mı çıkıyorsunuz, misafir mi geliyor, başbaşa mısınız… Bunlar vb. birçok ayrıntıyı zihninizde görselleştirmeniz, bir ‘an’ı yaşıyor gibi hayal etmeniz, hem farkındalığınızı artırır hem de olumsuz inançlarınızı olumluya dönüştürmenizi kolaylaştırır. Bu farkındalık ve pozitif algı ise, sizi istediğiniz ilişkiye daha çok yaklaştırır, bunu sağlamak için nelere devam etmeniz, neleri farklı yapmanız gerektiğini de bilmenizi sağlar. Belki sizin de değiştirmeniz, geliştirmeniz gereken yönleriniz vardır.
Ne istediğinizi bilmeden olmaz! Hadi hayal edin, yazın, isteyin, yaşayın.
***
Demek ki en önemli ve ilk adım hayal etmekmiş.Beyin bilimi bir resmin 1000 kelimeye bedel olduğunu boşuna dememiş. İstediğiniz şeyi gerçekleştirmek için yapacaklarınız:
1. Bir şeye gerçekten sahip olmak istediğinizde, önce hayalini kurun.
Kuru bir hayal değil, tüm ayrıntılarıyla bir hayal. Onu yukarıda anlatıldığı gibi yaşayın, sanki sahipmişsiniz gibi zihninizde canlandırın. Bunu yapmak hayali ulaşmak için gereken çalışma motivasyonunuzu artırır.
2. Hayalinizi hedefe dönüştürün.
Hayaller hedef olmayıp heveste kalırsa gerçekleşmez. Peki hedefe dönüştürmek ne demek?.. Hayalinizi nasıl gerçekleştirebileceğinize dair çözüm yolları bulup bunları yazın. Neredesiniz? Ne hayal ediyor sununuz? Nasıl ulaşırsınız? Hangi zamanda neler yapmalısınız? Çözüme giden yolu aşamalandırın ki işiniz kolaylaşsın. Hangi aşama ne zaman yapılacak belirleyin ve zamana sadık kalın.
3. Her gün hayalinizle ilgili bir şeyler yapın.
Bir gün fazla bir gün eksik olabilir ama mutlaka bir şeyler yapın yani çalışın çünkü tekrarlanan zihinsel ve fiziksel faaliyetler beyinde otomatik modeller oluşturur. Böylece sürekli yaptıklarınız bir süre sonra alışkanlığa dönüşür. Dişinizi fırçalamadan yatmak nasıl rahatsızlık veriyorsa bir şey yapmadan geçireceğiniz zaman da rahatsızlık verecektir. Bu noktaya geldiğinizde zaten hayallerinizin gerçeğe dönüşmemesi kaçınılmaz.
Yapmanız gereken hayal etmek, hedefe dönüştürmek ve aksiyon almak… Olmazsa olmaz kural kesinlikle “kararlı” olmaktır.
Hayallerle yaşamak bile insanı mutlu edebiliyorken bu hayalleri ertelemeyin.